Pazar, Ekim 16, 2011

Linksys Cisco WAG320N ile Ev Ağımı Yeniledim II

Geçtiğimiz günlerde Cisco WAG320N Modem/Router ile ilgili memnuniyetimi paylaşmak için "Linksys Cisco WAG320N ile Ev Ağımı Yeniledim" diye bir yazı yazmıştım. Bu yazıyı yazdıktan kısa bir süre sonra yaşadığımız bölgeye Superonline fiber geldi. Aslında 6 ay önce fiber kabloları çekip switch leri bağlayıp gitmişlerdi. O günden bugüne ne gelen oldu ne giden. Bende unuttum gitti açıkçası. Bir baktım ki geçen gün dairelerden abonelik başvurusu alıyorlar. Zaten telekomun fiyat politikalarına gıcığım. Balıklama atladım. Hem aylık masrafım yarıya indi hemde hızım 8 den 20MBite çıktı.

Niyetim, onların verdiği router yerine Cisco WAG320N i kullanmaktı. Ama telefonuda taşıyor olmam ve Cisco arkasında telefonu takabileceğim VoIP portu olmaması nedeniyle bunu uygulayamadım. Pirelli'nin kablosuz performansını pek beğenmedim. Herşeyden önce N desteği yok. USB portu var ama NTFS desteklemiyor falan filan.

2 router ı birbiri arkasına "cascade" bağlayıp Pirellinin kablosuz servisini kapatıp tüm kullanıcıları Cisco üzerinden kablosuz ağa almanın güzel bir çözüm olabileceğini düşündüm. Gelgör ki internette bu tarzda kullanan birilerine rastlamadım. Konfigürasyonu bir kaç deneme yanılmadan sonra oturttum ve yine belki bu şekilde kullanmak isteyenlerde olabilir diye paylaşmaya karar verdim.


Network Şeması bu şekilde değişti



Pirelli öndeğerli olarak 192.168.1.0 segmentine göre ayarlı geliyor. Ben işyerimle vpn bağlantısı kurduğumdan 192.168.3.0 segmentinde çalışacak şekilde Pirelli'yi değiştirdim.

Pirelli Setup Arayüzü 192.168.3.1
Pirelli üzerinde bunun dışında yaptığım hiçbir değişiklik yok. (Bu da normalde şart değil zaten bana özel bir durum) Esas değişiklik Cisco üzerinde. Cisco'yu farklı bir IP segmentine aldım. Bu gerekli. Bunun içinde 192.168.4.0 segmentini kullandım. Kullanıcılar kablolu/kablosuz ağa bağlandıklarında aldıkları ip 192.168.4.x olacak.

Cisco Setup Arayüzü 192.168.4.1
Artık internet bağlantısı ADSL olmadığına göre Cisco' yu modem olarak değil router olarak çalıştırmak gerekli. Bunun için  önce ethernet ayarını "WAN Portu Kullan" diye değiştirmek lazım.

Burası Önemli

Burada Cisco'ya diyoruz ki; sen Pirelli'ye 192.168.3.4 ip no ile bağlan ve gateway'inde Pirelli olsun. DNS ler  ise Superonline ın kullandığı DNS numaraları. 

Temel olarak herşey bu kadar. Şimdi Pirelli'nin herhangi bir ethernet portundan ethernet kablosu ile Cisco'nun 1 numaralı ethernet portuna giriyoruz. 1 numaralı ethernet portu olması çok önemli çünkü Cisco bu portu WAN portu olarak kullanıyor. 

Cisco'yu açtığımızda 1 nolu port "kırmızı", DSL ışığı (doğal olarak) sönük ve Internet ışığı "yeşil" yanıyor olmalı. Bunu gördüğünüzde işlem tamam demektir.

İşte sonucu :

Interneti bağlayan teknik ekip genelde evlerde 20Mb hatta kablosuzda hız testi yaptıklarında 16Mb civarında gördüklerini söylediler. Ne kadar doğru bilmiyorum.

Bağlandığımıza göre diğer bir problemle karşı karşıyayız. Peki internete port açmak istediğimizde ne yapacağız? Aslında çok basit.

Önce aşağıdaki gibi kendi notebook' uma her zaman aynı ip'yi vermesi için "DHCP Reservation" tanımlıyorum. Notebook un IP'si 192.168.4.2 oluyor.


Daha sonra notebook için açmak istediğim portları aşağıdaki gibi açıyorum.


Bu arada portun açılıp açılmadığını buradan test edebilirsiniz. 

Tabi bu yeterli değil. Dışarıdan içeri girişler hala Pirelli tarafında kapalı durumda. Önce Pirelli arayüzünde Firewall u minimum güvenlik düzeyine çekiyoruz.

Pirelli Arayüzünde Minimum Security seçiyoruz
Son olarakta gelen istekleri Cisco'ya geçirecek kuralı tanımlıyoruz. Hatırlarsak Cisco'ya Statik Ip olarak 192.168.3.4 tanımlamıştık. İşte kuralı bu ip'ye yazmalıyız.


Buna göre yukarıda gördüğünüz tanımları yaptığımızda buradan Cisco'ya Cisco'danda hedef makinaya doğru portlarımız açılmış oluyor.

Hepsi bu kadar...

Güle Güle Kullanın. :)

Pazar, Eylül 18, 2011

Linksys Cisco WAG320N ile Ev Ağımı Yeniledim

Öncelikle belirteyim; bu bir inceleme yazısı değildir. Sadece bir modem seçme süreci sonrası tecrübelerimi paylaşmayı amaçladım. Özellikle dijital teknoloji ile ilgilenen hemen herkes artık birşey satın almadan önce internet araştırması sürecine giriyor. Kararını verdikten sonrada gerek internet gerek mağazadan satınalmasını gerçekleştiriyor. Bende öyle yaptım doğal olarak. Forumlarda yazılıp çizilen kullanıcı tecrübelerini okumak zaten işin en vakit alan kısmı. Okudukça her dakika fikirleriniz değişirken fanatik kullanıcıları diğerlerinden ayırıp ihtiyaç ve beklentilerinizden de sapmamanız gerek.

10 yıla yakın zamandır ADSL bağlantım için Airties RT-210 modem kullanıyordum. Son zamanlarda ağ üzerindeki kablosuz veri transferi hızını arttırma ihtiyacı iyice farkedilir hale gelmişti. Böyle bir değişiklik yapacaksam ağa, bilgisayara bağlı olmayan ve dosya paylaşımı yapabileceğim bir harddiskte bağlayabilmeliydim.

Bu noktadan yola çıkıp araştırmaya başladığımda karşıma güncel 2 model çıktı. Airties 5452 ve Linksys Cisco WAG320N. Önce yıllardır Airties ile hiç sorun yaşamadığımdan, tekrar Airties ile devam etmeyi düşündüm. Ama bu model ile ilgili neredeyse hiç kullanıcı tecrübesine ulaşamadım. Olanlarsa tatmin edici değildi. Ama nede olsa Airties'dı bu 7/24 desteği vardı sonuçta. Forumları deştim iyice. Linksys'in adındaki "Cisco" ve tasarımındaki radikal farklılık beni bu modele itmeye başladı sanki. Forumdaki kullanıcılardan bir grup çok memnunken bir grup yerden yere vuruyordu. Hatta bir linksys yetkiliside bıkmış olacak ki olumsuz konuşan kullanıcılara vermiş veriştirmiş. Karar vermek zordu.

Dediğim gibi Airties 5452 ile ilgili yeterli bilgiye ulaşamadım. Sitesinden kullanıcı kitapçığını indirip inceledim ama o da tam istediğim detayı vermiyordu. Örneğin USB disk paylaştırma konusunda yetkilendirme yapılamadığını anladım. (Eğer yanlış anladıysam Airties kitapçığının yetersizliğindendir.)  Aslında bu noktada Airties'ı eledim ve Linksys'i daha detaylı incelemeye başladım. Peki usb disk, NTFS formatı destekliyor muydu? Sorulacak detay çok sonuçta... Evet, iki modelde destekliyormuş.

Linksys hakkında olumsuz konuşanların bahsettiği 3 konu vardı:
  1. Harici anten takılamaması.
  2. Çekim alanı yetersizliği.
  3. Bazen kopmaların olması.
Düşündüm ki;
  • Bu insanların beklentisi acaba tam olarak nedir, benim ihtiyaçlarımla aynı mı? 
  • Modem kurulumu ve network konusunda ne kadar bilgi sahibiler?
  • Bu olumsuz deneyimlerini kaç m2, nasıl bir bina koşullarında yaşıyorlar?
  • Bulundukları ortamda menzil içinde kaç kablosuz modem var? vesaire...
Veee kararımı Linksys Cisco WAG320N den yana kullandım.

Evim 110m2. Ev içinde çekim problemi ile karşılaşacağımı düşünmedim.

Karşı komşu nadiren benim modemimden kablosuz internet kullanıyor. Modemin konumu itibarıyla onda da sıkıntı olacağını sanmıyordum.

2 kat altta annem var. O da zaman zaman kablosuz internetimi kullanıyor. İşte ondan emin değildim. Ama olsun çekmezse Access Point ile bir çözüm bulurdum.

LCD TV ye bağlı WD TV Live ile ağ üzerindeki bu diskten film izlemek, müzik dinlemek ve fotoğrafları TV ye aktarmak istiyordum. Bunu sağlıklı yaptığını söyleyen biriki kişiye rastladım ama denemeden bilemeyecektim. Evet bu konuda riske girdim. Yalan yok.

Neyse lafı fazla uzatmayayım, gittim linksys'i aldım.

Aldığım gün çalışırlığını test edip eski modemi tekrar taktım. Esas kuruluma Cuma akşamı başladım. Çünkü gece uzun olabilirdi. Ertesi günü iş olmamalıydı. :)

O zamana kadarda tüm forumları tekrar tekrar hatmettim. Ayarlarda yapacağım en küçük hatanın bahsedilen  sorunları ortaya çıkarması ve moral bozukluğu ile gidip modemi Airties ile değiştirmekten korktum.

Linksys Cisco WAG320N modemim çalışırken
Kullanılan frekans kanalı öyle bir şekilde seçilmeliymiş ki ortamdaki diğer kablosuz modemlerin kullanıdığı frekans kanalları ile mümkün oldukça üstüste binmemeliymiş. Aksi halde performans kayıpları olurmuş. Bunu da inSSIDer programı ile kolayca görebiliyormuşuz.

Tabloya bakılırsa galiba bu konuda biraz şanslıyım
Modemin ayarları ev kullanıcısı için oldukça profesyonel. Eğer birazda bu işlere merakınız varsa sizi çok memnun edecek özellikler var. Bakın adamlar birde Setup ekranının simulasyonunu yapmışlar. Buradan inceleyebilirsiniz.

Evdeki yerleşimin son durumu
Oldum olası kurulum sihirbazlarını sevmedim. Sanki hep bişeyler kontrolümden çıkıyormuş gibi geliyor. Paronaya belki de bilemiyorum. O yüzden web arayüzünden manuel kurulum yapmayı tercih ettim.
Internet hattı oturduktan sonra ağ kablosu ile birkaç siteye girip denedim. Yazar yazmaz çaat diye geliyordu acayip keyiflendim.
Sıra gelmişti kablosuz ayarlarına. Airties RT210 da WPA kullandığım zaman Vista/Windows7 bağlantılarında çözemediğim bir sorundan dolayı bağlanamama sorunu oluyordu. O nedenle WEP kullanmak zorunda kalıyordum. (Modemi değiştirmek için 2.sebep :)) Yine forumda okuduğum ve bilgisine güvendiğim birinin tavsiyesi üzerine kablosuz güvenliğini WPA2 Personal olarak ayarladım. Notebooktan bağlandım. Sorunsuzca bağlandı.

TTNet 8Mb NETLIMITSIZ tarifesine aboneyim. Bu tarife abonelerinin şikayetleri malum. Hemen bir download testi yaptım. Sonuç mükemmel.

Tüm indirme boyunca 800 ün altına hiç düşmedi.
Wifi, evin en uzak noktasında 2 çizgiye kadar düştü. Yukarıdaki resimden göreceğiniz gibi modemin durduğu duvarın hemen yan-arkası sokak kapısı. O yüzden karşı komşunun evindede en uzak noktada sağlıklı bağlantı kurulabildi. Wifi alıcıların N protokolü desteklemesi burada çok önemli. Zira N protokünde mesafe uzadıkça bağlantı stabilitesi artıyormuş. ;)

Sıra geldi 2 kat altta annemin evinde kablosuz bağlantıyı denemeye. Eski modemde zar zor ama tek çizgi çekiyordu. Bağlantı çok yavaşlıyordu. Ama hiç yoktan iyiydi. Fakat sadece modemin konumu ile aynı dikey eksende çekiyordu. Zaten fazlasını beklemiyordum. Denedim ve hiç sinyal alamadım. Kullandığı notebook, Toshiba Tecra A1. Oldukça eski bir model. Dahili kablosuz arabirimi yok. Onun yerine PCMCIA den takılı Airties PCC2 var. Yanımda denemek için Tenda W311U kablosuz usb alıcı vardı. 150Mb N destekli. Bunu taktığımda birden 3 çizgi sinyal almaya başladı. Gözlerime inamadım. Bağlantı hızı 72Mb görünüyordu. Bingo :)

Kızımın odasındaki masaüstü bilgisayarını özellikle ağ kablosu ile bağlamıştım. Bu makina zaten direk bağlantı hızını 1 Gigabit olarak gösterdi. Bu arada tüm ethernet portları Gigabit.

Ağ ve kablosuz bağlantı işini hallettikten sonra artık disk ile uğraşabilirdim. Modem, USB diski(NTFS) bağladığımda hiç sorunsuz tanıdı. Bilgisayarlarda bir ağ diski olarak görebiliyor tanımladığınız kullanıcı adı/şifre ile bağlanabiliyorsunuz. Veri aktarım hızı büyük dosya transferleri için yavaş. Ortalama 2.5~3MB/sn. Ancak streaming yapmak için son derece yeterli. Zaten esas amacımda bu.

WD TV Live testine geçmeden önce hazırladığım ağ şemasını aşağıda görebilirsiniz.
Ev Ağım

Belki bilmeyenler olabilir. WD TV Live HD video dahil, medya dosyalarını TV nizde oynatmanızı sağlayan bir playerdır. Üzerine direk usb port üzerinden disk takabileceğiniz gibi ağ paylaşımları üzerindeki dosyalarada erişebilir. Youtube gibi internet videolarını da izleyebilir dilerseniz yine usb port
üzerinden kablolu/kablosuz klavyede bağlayabilirsiniz.

Bugüne kadar keyifle kullandığım WD ye usb üzerinden bağlı olan diski alıp modem üzerine bağladım.  Ki ağa bağlı tüm bilgisayar veya akıllı telefonlar bu diskteki medyalardan faydalanabilsin.

Önce modem setupından disk erişimi için sadece okuma yetkisi olan "wd" diye ayrı bir kullanıcı tanımladım. Ayrıca modemdeki "media server" özelliğini aktif hale getirdim. (Akıllı telefonlar bunu kullanacak)

WD yi açtım. "Network Share" menüsünden kullanıcı/parolayı girdim. Yaklaşık 2-3 sn. sonra dizin geldi. :) Önce HD olmayan normal bir film denedim. Film oynamaya başladı. O da ne? Kumanda çalışmıyor. Film arkada devam ediyor. Cihazı yeniden başlattım. Yine aynı şey. Canım sıkıldı...

Interneti taramaya koyuldum. "Network Share" yapınca kilitlenmeden bahseden yerli / yabancı kimse yok. İlginç. O zaman hata bende olmalıydı. Sakin kafa ile düşününce aklıma geldi. Bu cihaz bu diske ayar ve cache tutmak için bişeyler yazıyor. ".wd" diye bir dizin oluşturuyor. O zaman ben niye sadece okuma yetkisi verdim??? Hemen düzelttim. Ardından ".wd" dizinini sildim. Her ihtimale karşı WD'yi de fabrika ayarlarına getirdim. Tekrar denedim. Sonuç mükemmel. Şimdi oldu işte. Hemen 1080P film denedim. Onda da hiç takılma olmadı. Ses/görüntü senkronizasyonunda bozulma da yok. E daha ne? Süper, süper...

Android' e gelirsek; Samsung Galaxy Tab' ımdan diske erişip dosya transfer işlemlerini yapmak için AndSMB programı harika çalışıyor. Disk üzerinden müzik dinlemek için AllShare veya AndroMote veya 2Player gibi dlna destekli playerlar modem üzerindeki media server ı direk görüp medya dosyalarını oynatabiliyorlar. iPhone içinde benzer programlarla erişebiliyorsunuz.

Sonuç olarak;

Sizinde ihtiyaçlarınız yukarıda anlattığım koşullarda ise; evet bu modemi kesinlikle tavsiye ederim.

Faydalı olması dileğiyle ...





Pazartesi, Ağustos 22, 2011

Fotoğraf dili üzerine bir alıntı…


Fotoğraf, kesinlikle makinelere bırakılacak birşey değildir. “Ben olayı biliyorum, sahneyi görüyorum, karşısına gelip deklanşöre basıyorum” demek işi çözmez. Sahneyi görüntüye dönüştürmek, görsel dile hakim olmak gerekir. Biz belgesel projelerde genellikle bir süreç anlatmaya kalkışırız. Oysa fotoğraf süreç anlatmaz, öncesi ve sonrası olmayan anlık bir durumu gösterir. Eğer bir anlık bir tespitle görünenler süreç hakkında gereken simgeleri içermiyorlarsa birinin fotoğrafın yanıbaşında ne olup bittiğini sözlü olarak anlatması gerekir ki, bu fotoğrafın başarısızlığını gösterir. Bu yönüyle fotoğraf tek kare işidir.

Her an ne anlatılıyorsa söylenecek söz o karede noktalanmalıdır. Ama bunun yanına ikinci bir söz, bir cümle daha gelebilir. Oluşacak bütün ise bir fotoğraf metnidir. Ama bu kesinlikle art arda fotoğraflarla bir eylemin nerede ise sinema diliyle anlatılabileceği gibi algılanmamalıdır.

[ Prof.Sabit Kalfagil, fotoğraf dergisi 92.Sayı ]
Çeşitli mecralarda yapılan yüzlerce fotoğraf tanımı içerisinde sanırım en çok içime sinen bu tanım oldu. Kendi adıma fotoğraf kompozisyonunu geliştirmek için bu tanımı akıldan çıkarmamak gerek diye düşünüyorum.